#Mavi Takım
Explore tagged Tumblr posts
rayhaber · 15 days ago
Text
MasterChef Türkiye 2024 Sezonu 15. Hafta Gelişmeleri
MasterChef Türkiye 2024 Sezonu 15. Hafta Heyecanı MasterChef Türkiye 2024 sezonunda 15. hafta, ilk takım oyunu ile büyük bir heyecanla başladı. Önceki gün gerçekleştirilen kaptanlık oyununun ardından, yarışmacılar yeni takımlarıyla birlikte ilk oyun için önlüklerini giyerek mutfaklarına adım attılar. Gecenin sonunda kaybeden takım, bireysel dokunulmazlık oyunu için yeniden hazırlık yaparak ter…
0 notes
ajansozgurce · 1 year ago
Text
Survivor 2024 All Star Takımları ve Kadrosu: İşte Mavi ve Kırmızı Takımların Güçlü İsimleri!"
İşte Mavi ve Kırmızı Takımların Güçlü İsimleri!” Survivor All Star heyecanı bu sefer ekranlara farklı bir enerji getiriyor. Geçtiğimiz günlerde açıklanan kadro sonrasında, bu gece takımlar da netleşti. Survivor 2024 All Star, kadınlar ve erkekler arasında ayrılacak olan mavi ve kırmızı takımlarıyla izleyicilere heyecan dolu anlar yaşatacak. İşte, merakla beklenen Survivor 2024 takımlarında yer…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
selcandy · 20 days ago
Text
Şimdiiii öncelikle “kedi insanıyım” ve “köpek insanıyım” konusu üzerine yapılmış araştırmaları okurken en çok ilgimi çeken bilgi şu oldu; Amerika’daki kırmızı eyaletlerde (Republican, Trump) köpek sahiplerinin, mavi eyaletlerde de (Democratic, Kamala) kedi sahiplerinin sayısı ezici çoğunluktaymış. Buradan yola çıkarak bile kedi ve köpek sahiplerinin aralarında politik görüşlerini etkileyecek kadar ciddi ve büyük farklılıkların olduğunu bulguluyor kaynağımız. Karakteristik olarak, eğitim seviyesi açısından, her yönden. Ben de konuya bu bilgi eşliğinde girmek istedim. (Kaynak: Washington Post).
Teksas Üniversitesi’nde yapılan çalışmaya göre, köpek insanları daha dışa dönük ve sosyal, bu nedenle de daha basit bir şekilde iletişim kurmaya odaklı; kedi insanları da daha içe dönük ve bireysel, bu nedenle de daha hayalperest, komplike ve yaratıcı oluyorlarmış. Caroll Üniversitesi’nin yaptığı araştırmaya göre de köpek insanları toplumsal normlara ve hukuki kurallara daha çok uyum gösterirken, kedi insanları daha başkaldırıya yatkın ve sivri tipler oluyormuş ki bu da yukarıdaki kırmızı ve mavi eyaletler konusuyla doğrudan ilişkilidir diye düşünüyorum.
Burdan sonrasını tamamen okuduklarımı kendi çevremdeki kedi ve köpek sahipleri hakkında gözlemlediklerimle harmanlayarak yazacağım. Bir kere gerçekten kedi ve köpek sahipleri arasında ciddi bir enerji farkı var. Kedi tercih edenler daha sakin, ağırkanlı, üşengeç ve esnek davranırken köpek sahipleri daha hareketli, sağa sola koşturmaya yatkın, gücü kolay kolay tükenmeyen insanlar oluyorlar. Hatta birçoğu “köpeğimle gezeyim, koşayım, ikimiz de enerjimizi atalım, rahatlayalım” dürtüsüyle köpek sahipleniyormuş. Bunun yanı sıra kediciler kendi başlarına vakit geçirmekten keyif alırken, köpekçiler tek başlarına sıkılabiliyorlarmış.
Kedi insanları özgürlüğüne daha düşkünken köpek sahipleri bağımlılık geliştirmeye daha yatkınlarmış. Aslında bu özellikler direkt kedi ve köpeklerin kendi özellikleri, istemsizce sahiplerine de sirayet ediyormuş bu özellikler. Kedilerin çoğunlukla kendi başlarının çaresine bakması, sahibine pek ilişmemesi ve kendisine de ilişilmesini istememesi ile köpeklerin tuvalete çıkmak için bile insanlara ihtiyaç duyması, sahipleri olmadan sıkılmaları, darlanmaları arasındaki fark gibi düşünün.
Köpek insanları olayları daha dramatize etmeye, daha teatral ve duygusal tepkiler vermeye meyilliyken kedi insanları genellikle daha soğukkanlı ve “serin” oluyorlarmış. Sonracığıma, kediseverler iş hayatında ve yaşamlarının diğer alanlarında daha bireysel ve bağımsız hareket etmeye çalışırken, köpekseverler takım çalışmalarına ve sosyal işlere daha yatkın oluyorlarmış.
Kedi insanları daha sezgisel hareket ederken, köpek insanları daha dürtüsel ilerliyormuş. Uzun uzun düşünmeler, analizlerde bulunmalar falan kedi insanlarına mahsusken, köpekçiler daha çok “yardır be amaaan” tavrı sergiliyormuş.
Ha, evinde hem kedisi hem köpeği olan insanlar da genellikle daha anaç, daha fedakar oluyorlar benim gözlemlerime göre. Son derece barışçıl, birleştirici, derleyici toplayıcı falan oluyorlar girdikleri çoğu ortamda. Bu da yukarıdaki bulgular göz önünde bulundurulduğunda anlaşılabilir bir şey yani, “ortaya karışık” insanlar diyebiliriz.
Ben köpeklerle de çok iyi anlaşıyor ve onları çok seviyorum ama açık ara farkla, tam manasıyla bir kedi insanıyım ve bu bulguların büyük bir kısmı benimle örtüşüyor. Aşağıdaki ankete katılanlar, hangi şıkkı seçtilerse “benimle de örtüşüyor / örtüşmüyor” diye yorumda bulunsunlar çünkü çok merak ediyorum. =D
51 notes · View notes
trabzonsporhaberleri · 24 days ago
Text
Tumblr media
Trabzonspor Haberleri: Taraftarın Nabzını Tutan Güncel Bilgiler
Trabzonspor Haberleri, bordo-mavi renklere gönül verenlerin buluşma noktası! Taraftarlar için en güncel haberler, detaylı analizler ve heyecan dolu maç sonu değerlendirmeleri burada sizleri bekliyor. Trabzonspor, başarıları kadar tutkusu ve inancıyla da her zaman konuşulur. Biz de bu sevdaya yakışır bir şekilde en güncel gelişmeleri anında sizlere sunuyoruz. Her gol, her dakika bordo-mavi yüreğinizin atışını hızlandırırken burada hep bir arada olacağız.
Maçtan önceki tahminler, son dakika transfer gelişmeleri ve takımın son durumu hakkında en detaylı bilgiler için Trabzonspor Haberleri’ni takip etmeyi unutmayın! Taraftarla omuz omuza, takım ruhunu yaşatmak için her an buradayız.
42 notes · View notes
yasama-isyan · 4 months ago
Text
Okumaktan en keyif aldığım takım;
Lider: Bir lider olduğunu sözlemez, gösterir. Çoğu zaman sakindir, ona istediğinizi söyleye bilirsiniz ama sakın onun takımına bulaşmayın.
Eğlenceli olan: çoğunlukla kıvırcık sarı saçlı ve mavi gözlüdürler, ve ekibin başına dert açmakta üstlerine yoktur. En zor anlarda bile ekibe bir ışık olurlar ve ölürken bile yüzlerinde ekibin geri kalanına cesaret veren bir gülümsemeleri olur.
En iri yarıları: görünüşlerinin aksine en nazikleri onlardır, yeri geldiğinde bir katliama sebeb olurken, bir kelebeği öldürdükleri için aylarca yas tuta bilirler. Ve genellikle aptallardır.
Gözlüklü: inek, ve kendi gölgesinden bile korkarlar, genellikle ekipte ki en iri yarı adam tarafından koruma altındadırlar. 45 derce sıcakta bile uzun hırka ve kot pantolon giyerler.
Sesiz çocuk: konuşmayı sevmezler, diğerleriyle pek fazla iletişim kurmazlar deha çok olayları dəşardan izlemeyi tercih ederler. Belli etmeseler bile ekiptekilere en bağlı olan onlardır.
12 notes · View notes
almancapratik · 1 month ago
Text
Almanca Kıyafetler
Almanca Kıyafetler: İsimler, Kullanımlar ve Almanya’da Kıyafet Kültürü
Almanca eğitiminde günlük hayatta sıklıkla karşılaşılan konulardan biri de kıyafetlerdir. Alışveriş yapmak, kıyafet tanımlamak veya birine hediye almak gibi durumlarda kıyafet isimlerini bilmek oldukça faydalı olacaktır. Bu yazıda Almanca kıyafet isimlerini, bunların artikellerini ve örnek cümlelerde kullanımını öğrenebilir, Almanya’daki giyim kültürü hakkında bilgi edinebilirsiniz.
1. Almanca Kıyafet İsimleri ve Artikelleri
Almancada her ismin bir artikeli bulunur ve kıyafet isimleri de buna dahildir. Genellikle erkek kıyafet isimlerinin artikeli der, kadın kıyafet isimlerinin die ve cinsiyet fark etmeyen bazı kıyafetlerin ise das olur. İşte yaygın Almanca kıyafetler ve karşılıkları:
Der Mantel - Palto
Die Jacke - Ceket
Das Hemd - Gömlek
Die Hose - Pantolon
Das Kleid - Elbise
Der Rock - Etek
Die Bluse - Bluz
Das T-Shirt - Tişört
Die Schuhe - Ayakkabılar
Die Mütze - Şapka
Der Pullover - Kazak
Die Socken - Çoraplar
Bu isimleri kullanarak kıyafetlerin Almanca karşılıklarını ve artikellerini öğrenebiliriz.
2. Almanca Kıyafet İsimleri ile İlgili Örnek Cümleler
Bu kıyafet isimlerini kullanarak örnek cümleler oluşturabilir ve Almancada kıyafet isimlerini daha iyi kavrayabilirsiniz.
Ich trage einen Mantel. - Palto giyiyorum.
Wo ist meine Jacke? - Ceketim nerede?
Er kauft ein neues Hemd. - O yeni bir gömlek satın alıyor.
Das Kleid ist sehr schön. - Elbise çok güzel.
Sie trägt einen blauen Rock. - O mavi bir etek giyiyor.
Bu örnek cümleler, kıyafet isimlerini günlük konuşmalarda nasıl kullanabileceğinizi gösterir.
3. Almanya’da Kıyafet Kültürü
Almanya’nın kıyafet kültürü, iklim şartları ve sosyal normlara göre şekillenir. İşte Almanya’da kıyafet kültürü hakkında bazı bilgiler:
Kış Aylarında Kalın Giysiler: Almanya’da kışlar oldukça soğuk geçer. Bu nedenle, mont, palto ve kazak gibi kalın kıyafetler kış aylarında sıkça tercih edilir.
Casual ve Rahat Giyim: Günlük hayatta rahat kıyafetler Almanya’da çok yaygındır. Özellikle iş dışı etkinliklerde kot pantolon, tişört ve spor ayakkabılar yaygın bir seçimdir.
İş Hayatında Şıklık: Ofis ortamında daha resmi kıyafetler tercih edilir. Erkekler için takım elbise, kadınlar için ise etek-ceket veya elbise gibi kıyafetler popülerdir.
Oktoberfest ve Geleneksel Kıyafetler: Almanya’nın bazı bölgelerinde özel günlerde giyilen geleneksel kıyafetler vardır. Örneğin, Oktoberfest gibi etkinliklerde erkekler “Lederhosen” (deri pantolon), kadınlar ise “Dirndl” adı verilen geleneksel elbiseleri giyerler.
4. Almanca Kıyafet İsimlerini Öğrenmek İçin İpuçları
Resim Kartları Kullanarak Öğrenme: Kıyafet isimlerini öğrenirken resim kartları hazırlayarak Almanca karşılıklarını ezberlemek oldukça faydalıdır.
Kıyafet Alışverişinde Pratik Yapma: Almanca konuşulan bir ülkede kıyafet alışverişi yapmak, öğrendiğiniz kıyafet isimlerini pratiğe dökmeniz için güzel bir fırsat olacaktır.
Alışveriş Diyaloglarını Ezberleyin: “Ich suche…” (Arıyorum…) veya “Wie viel kostet…” (Ne kadar?) gibi ifadeleri öğrenmek, kıyafet alışverişinde size yardımcı olur.
Sonuç
Almanca kıyafetlerin isimlerini öğrenmek, günlük yaşamda oldukça işinize yarayacak bir beceridir. Almanya’daki kıyafet kültürüne dair bilgi sahibi olmak, alışveriş yaparken veya birine kıyafet önerirken daha rahat hissetmenizi sağlar.
2 notes · View notes
almancaegitimi · 1 month ago
Text
Almanca Kıyafetler
Almanca Kıyafetler: İsimler, Kullanımlar ve Almanya’da Kıyafet Kültürü
Almanca eğitiminde günlük hayatta sıklıkla karşılaşılan konulardan biri de kıyafetlerdir. Alışveriş yapmak, kıyafet tanımlamak veya birine hediye almak gibi durumlarda kıyafet isimlerini bilmek oldukça faydalı olacaktır. Bu yazıda Almanca kıyafet isimlerini, bunların artikellerini ve örnek cümlelerde kullanımını öğrenebilir, Almanya’daki giyim kültürü hakkında bilgi edinebilirsiniz.
1. Almanca Kıyafet İsimleri ve Artikelleri
Almancada her ismin bir artikeli bulunur ve kıyafet isimleri de buna dahildir. Genellikle erkek kıyafet isimlerinin artikeli der, kadın kıyafet isimlerinin die ve cinsiyet fark etmeyen bazı kıyafetlerin ise das olur. İşte yaygın Almanca kıyafetler ve karşılıkları:
Der Mantel - Palto
Die Jacke - Ceket
Das Hemd - Gömlek
Die Hose - Pantolon
Das Kleid - Elbise
Der Rock - Etek
Die Bluse - Bluz
Das T-Shirt - Tişört
Die Schuhe - Ayakkabılar
Die Mütze - Şapka
Der Pullover - Kazak
Die Socken - Çoraplar
Bu isimleri kullanarak kıyafetlerin Almanca karşılıklarını ve artikellerini öğrenebiliriz.
2. Almanca Kıyafet İsimleri ile İlgili Örnek Cümleler
Bu kıyafet isimlerini kullanarak örnek cümleler oluşturabilir ve Almancada kıyafet isimlerini daha iyi kavrayabilirsiniz.
Ich trage einen Mantel. - Palto giyiyorum.
Wo ist meine Jacke? - Ceketim nerede?
Er kauft ein neues Hemd. - O yeni bir gömlek satın alıyor.
Das Kleid ist sehr schön. - Elbise çok güzel.
Sie trägt einen blauen Rock. - O mavi bir etek giyiyor.
Bu örnek cümleler, kıyafet isimlerini günlük konuşmalarda nasıl kullanabileceğinizi gösterir.
3. Almanya’da Kıyafet Kültürü
Almanya’nın kıyafet kültürü, iklim şartları ve sosyal normlara göre şekillenir. İşte Almanya’da kıyafet kültürü hakkında bazı bilgiler:
Kış Aylarında Kalın Giysiler: Almanya’da kışlar oldukça soğuk geçer. Bu nedenle, mont, palto ve kazak gibi kalın kıyafetler kış aylarında sıkça tercih edilir.
Casual ve Rahat Giyim: Günlük hayatta rahat kıyafetler Almanya’da çok yaygındır. Özellikle iş dışı etkinliklerde kot pantolon, tişört ve spor ayakkabılar yaygın bir seçimdir.
İş Hayatında Şıklık: Ofis ortamında daha resmi kıyafetler tercih edilir. Erkekler için takım elbise, kadınlar için ise etek-ceket veya elbise gibi kıyafetler popülerdir.
Oktoberfest ve Geleneksel Kıyafetler: Almanya’nın bazı bölgelerinde özel günlerde giyilen geleneksel kıyafetler vardır. Örneğin, Oktoberfest gibi etkinliklerde erkekler “Lederhosen” (deri pantolon), kadınlar ise “Dirndl” adı verilen geleneksel elbiseleri giyerler.
4. Almanca Kıyafet İsimlerini Öğrenmek İçin İpuçları
Resim Kartları Kullanarak Öğrenme: Kıyafet isimlerini öğrenirken resim kartları hazırlayarak Almanca karşılıklarını ezberlemek oldukça faydalıdır.
Kıyafet Alışverişinde Pratik Yapma: Almanca konuşulan bir ülkede kıyafet alışverişi yapmak, öğrendiğiniz kıyafet isimlerini pratiğe dökmeniz için güzel bir fırsat olacaktır.
Alışveriş Diyaloglarını Ezberleyin: “Ich suche…” (Arıyorum…) veya “Wie viel kostet…” (Ne kadar?) gibi ifadeleri öğrenmek, kıyafet alışverişinde size yardımcı olur.
Sonuç
Almanca kıyafetlerin isimlerini öğrenmek, günlük yaşamda oldukça işinize yarayacak bir beceridir. Almanya’daki kıyafet kültürüne dair bilgi sahibi olmak, alışveriş yaparken veya birine kıyafet önerirken daha rahat hissetmenizi sağlar.
2 notes · View notes
vakitsiirvakti · 3 months ago
Text
Bir çocuk boyuna bir suyu söylerdi. “Mavi.”
Bir takım genç anneleri uzatırdı bir keman
Sen tutar kendini incecik sevdirirdin
Bir umuttun bir misillemeydin yalnızlığa
Yalnız aşkı vardır aşkı olanın
Ve kaybetmek daha güç bulamamaktan
Sen yüzüne sürgün olduğum kadın
Kardeşim olan gözlerini unutamadım
Çocuğum olan alnını sevgilim olan ağzını
Dostum olan ellerini unutamadım
~Cemal Süreya
2 notes · View notes
emreandersson · 4 months ago
Text
TAYFASIZ YAŞLI BALIKÇI
yaşlı balıkçının iskeleye düşerdi kendinden mavi gölgesi  gizlidir akar kimsesizliği yorgundur ağları cumhuriyet kadar  ve yaşlıdır kabuk bulanmış çıpalar miçoları çoktan bu gemiyi terk eylediler dümen ve yelkenlerin başında sadık fareler yaşlı balıkçı yıllardır sarhoş  beklemiş suyun yorgunluğu var üzerinde farketmemiş bunu bir kimse bile işlemiş çoktan sakallarına beyazdan keder ciğerleri kapkara olmuş sanki kaygılı bir gece birkaç gram cigara  ve biraz buğday birası için bunca tantana bunca tuzlu emek sırtında yoktu zamanında aşmayacağı denizler oysa açmayacağı yelkenler gizli bir kimsenin uğruna ezelden beri selamladığı o sönük deniz feneri  üstüne vazife olmayan bir takım öğütler verdi “ÖLÜM!” dedi “hayatın tesellisidir  bunu iyi bir talebe gibi ezberlemeli!”
3 notes · View notes
raconroll · 5 months ago
Text
Kaptan-4
Saint Michel'de bir talebe kahvesindeyim yalnız Gündüz olduğu halde bütün ışıkları yakmışlar Bir cumartesi günü saat dört buçuğa beş var
Ellerim kırılsa ben senin için bu şiirleri yazmasam Dinamit taşırmış gibi gözlerini taşımasam Avenue Wagram'da bir akşam yeter bana Ağustos'ta Yapraklara serilmiş yirmi beş franklık yıldızlar
Bir mısra yeter geceleyin bir teren gibi pırıl pırıl Sen kendine yetmiyorsun hiç kimse sana yetmiyor Birini bitirmeden aklın öteki yolculukta
Dün gece Châtelet'de metronun yanıbaşında durdum Yağmur bilmediğim başka bir gökten yağıyordu Yağmur Saint-Jacques kulesine doğru yağıyordu Yanımda olduğun zaman her zamankinden yalnızım
Şimdi bir nefeste Cafe de I'ecluse'ü hatırladım Seine kıyısındaki küçük nehir kahvesini Kapısında bir gemici feneri asılmış duruyor Seine gemicileri her akşam burada toplanırlar Onlar için bir takım maceralar düşünürüm Seine sanki petrolmüş gibi iştahlı ve obur akıyor
Dupont'daki kızlar yalnız cıgara içerek yaşıyorlar Utrillo'nun bir sokağından seni çektim çıkardım Elin yüzün kirlenmiş üstün başın toz içinde Sana Mardi Gras için bir Japon maskesi aldım Sen bana kaptan diyorsun herkes bana kaptan diyor Sahici bir kaptanmışım gibi tükürüyorum
Yalın kılıç bir kasım sabahını Paris'te yaşadım Sokaklarda sonbahar şiirleri salkım salkım Faubourg Saint Denis'de işte yine pazar kurulmuş Beş franga çorba çorba içtiğimiz Julien'in kapısı önünde Kırmızı ve siyah ve sarı saçlı bir kadın durmuş Muzaffer patatesler satıyor üç renkli neşesi içinde Camların arkasında ekmekçi kızlar mavi beyaz Raflarda uzun uzun herifler gibi tâze ekmekler Üstüne bir yağmur yağdırmak hevesi uyanır içinde Ben bu mısraları yazarım Tout-va-bien kahvesinde
Concorde'da bütün fiskiyeler birden ayaklanacak Eğri bir demir gibi ensende hissedeceksin ebem kuşağını Paris'in göklerinden uzanıp bir yıldız kopardım Kırmızı bir karanfilmiş gibi yıldızı saçlarına taktım On beş dakika sonra Bordeaux'ya bir tren kalkacak Garın merdivenlerinde benim için ağlayacaksın Ellerim yağmura açılmış sakallarım ıslak Ben ki cehennemde bir Allah gibi yalnızım
St. Vincent de Paul Kilisesi benim otelin arkasına düşer Saat kulesi her gece uyur uykumdan uyandırıyor Her seferinde seni tékrar Bordeaux'ya yolcu ediyorum
Saadetin ızdırap çekmek olduğunu ben keşfettim Çarmıhta bir İsa gibi ben ızdırap çektim Bir sulfat acılığı sinerse parmaklarına şiirlerimden Gözyaşları sinerse eğer küstahça kafiyeli Anla ki ölümle hayat arasında zaman gibi mesudum
Kendimi öldürecek haldeyim seni öldürecek saadetimden Dona-Maria bir kahvede isyan halinde bulduğum Çekik gözleriyle Ermenice küfürler yazıp çizen çocuk Sen Bordeaux'ya yorgun bir Flâmingo gibi yolladığım Geceleri benim için dua etmelisiniz
Renault'daki grevciler toptan sokağa atıldılar Paris'in duvarlarını boydan boya afişler kapladı Seni hatırladıkça bir kadeh Armagnac içerim Armagnac demek yirmi beş damla gözyaşı demekmiş Demek her akşam yirmi beş damla gözyaşı içerim Senin dağlardan ve sarhoşlardan korktuğunu bilirim Ben sarhoş olduğum zaman korkmuyorsun hiç korkmuyorsun
Gözlüklerim kırılmasın diye sakladığını bilirim Kalbim bakır bir mangır gibi boynuma asılmış Ondan kurtulmak için sürgünlere gitmeye razıyım Nehir gemilerinde muçoluk etmeye ölmeye Seni terk etmeye razıyım parasız pulsuz çekip gitmeye Kur'andaki bütün belâlara Tevrat'taki bütün belâlara İbranice öğrenmeye razıyım hapis yatmaya Kalbim yüzünden madem ki ellerimi parçaladım Kalemimi kırdım hayatımı çiğnedim ağladım Madem ki en büyük düşmanım kalbim benim kendimin Onu inkâr ediyorum kalbimi inkâr ediyorum Geceleri benim için dua etmelisiniz
Üçüncü paralelde eski bir dünya gibi batacağım Malgaş halkı bir kaç yüz yıl hikâyemi anlatacak
4 notes · View notes
rayhaber · 17 days ago
Text
MasterChef Türkiye 2024: 15. Haftada Kaptanlık Yarışı ve Nigar'ın Elenişi
MasterChef Türkiye 2024: 15. Hafta Heyecanı MasterChef Türkiye 2024 sezonunun 15. haftası, izleyicilere unutulmaz anlar yaşatmaya devam ediyor. Haftanın başında gerçekleştirilen kaptanlık yarışı, yarışmanın gidişatını değiştirecek önemli bir dönemeci belirledi. 11 Kasım’da mavi takımın kaptanı kim oldu? MasterChef Türkiye’de kaptanlık oyununu kim kazandı? GEÇEN HAFTA KİM ELENDİ? 14. haftada,…
0 notes
antoinehaller · 7 months ago
Text
Bir şeyler yanlış, bana öyle geliyor. Son parçası puzzle'ın, ama oturmuyor. Orada, elimde. Dokunuyorum. Ama doğru değil. Tamamlanmayacak.
Acı.
Bağırmak, ne zaman kabul edilebilir? Motivasyon ve durumlar bir eylemin algılanma biçimini ne kadar da değiştirebiliyor.
Acı.
Kendimi taşımak zorundayım, her yere. O da bıktı bence benden artık. Ama gerekeni yapmak bazen elzem. Öyle diyorlar.
Acı.
Yollardaki şeritleri yaladı. Buradan geçmiş dedi. Sarı dil, mavi göz; takım tutmadığını iddia etti. En sevdiğiydi, kendisi.
Acı.
5 notes · View notes
yurekbali · 2 years ago
Text
Tumblr media
“Cemal Süreya” anısına... (Kendi seçimiyle “10 Ağustos” 1931 - 9 Ocak 1990) * * * Cemal ile Mavi / Haydar Ergülen Cemal Süreya şiirimizin ‘mavi’ adamıdır, yalnızca şiiri için düşünseydim bunu ‘mavi şair’ der geçerdim. Oysa onun adamlığında da mavi bir yan vardır, cemali mavidir. Bunu ilk düşünüp sonra unutalı yıllar oluyor. “Şiir ile Ankara”da unuttuğum, beni bağışlasın, Şair Azer Yaran, 17-18 yıl önce Ankara’da “Göçebe”nin ünlü şiirlerinden “Ülke”yi bir şarkı olarak, ve çok güzel söylerdi, davudi mi denir, galiba öyle bir sesle: “Bir çocuk boyuna bir suyu söylerdi. Mavi. / Bir takım genç anneleri uzatırdı bir keman / Sen tutar kendini incecik sevdirirdin / Bir umuttun bir misillemeydin yalnızlığa”. Belki sevgili Azer, şiirdeki ‘mavi’ sözcüğüne vurgu yapmasaydı, çok defa okuduğum “Ülke”deki mavinin farkında bile olmayacaktım. O şarkı sanırım, ahbaplar arasında söylendiğiyle kaldı. Şimdi şarkı uğruna ne şiirler katlediliyor, oysa o şiiri Azer’in sesinden dinleyebilseydiniz, şiirin kimi zaman ne güzel bir şarkıya dönüştüğünü işitebilirdiniz. Ben Cemal Süreya’ya ‘mavi’ diyorum ya, onun için bir tek sıfat bulmak çok zor yine de. Bir başkası tutup ‘Derviş’ diyebilir, biri ‘Âşıkane’ olarak niteleyebilir, biri ‘Gönül Dostu’ olduğundan söz edebilir. Nasılsa ona olumsuz bir sıfat yakıştıracak biri çıkmaz. Dahası çalışkanlığından, kaleminin pek cömert oluşundan, yalnızca şiirleriyle değil düzyazılarıyla da şiir kültürümüze yaptığı katkılardan ve şimdi boşluğunun doldurulamadığından, yeri belli olduğundan söz etmek de mümkün. İnsan, doğrusu, bugünün şairlerinde rastlanan kıskançlıkları, büyüklenmeleri, bencillikleri, kişisel çekişmeleri, ikbal ve istikbal kaygılarını gördükçe, Cemal Süreya’nın önemini daha iyi anlıyor. Keşke hepimiz biraz onun sevgisinden nasiplenseydik! Yine de hâlâ bir teselli bulunabilir, şiirleri ve yazılarında duyurduğu sevgi bizim ondan nasiplenmemizi bekliyor. Cemal Süreya’nın yaşamından söz etmeyeceğim, çok yoksulluk ve çok ümran görmüş: Yazdığı her şeyde kendisini hissettiren o bilgelik, o acılardan sevgi çıkarma hüneri, o kendini aradan çekişi, o Sevda Sözleri, ki seçtiği adlardan bile belli. Üstü Kalsın, Şapkam Dolu Çiçekle, Aritmetik İyi Kuşlar Pekiyi, her şey ondaki derinliğin bir işareti gibi. Derin ve mavi. Sanki olmaz gibi. Derin olunca siyah, gri, hatta lacivert veya koyu bir renk olmak gerekiyor gibi. Mavinin biraz öyle bir şöhreti vardır: Gökyüzü gibi, bulutsuz, kayıtsız, sadece neredeyse açık yaz göğüne ve günlerine özgü, az hüzünlü çok neşeli, çokça geçici, aceleci, saflığa varan bir iyimserlikle bezeli, havai, hercai, çocuksu, insan yalnız bir kez mavi olabilirmiş gibi hayatta, ve bunu hemen unutması gerekirmiş gibi. Belki bunların hepsi de mavi için geçerlidir, belki mavi bunların bazılarında gönül gezdirmiştir, belki yalnızca bunlarla kalsaydı bile mavi, maviliğinden bir şey yitirmezdi, fakat mavi öyle bir adamın eline düşmüştür ki ya da adam maviyi öyle bir yere getirmiştir ki, bildiğimiz mavi olmaktan çıkmıştır. Şu bilmeye çalıştığımız mavi. Belki de bütün bunları uyduruyorumdur, maviyi Cemal Süreya’ya çok yakıştırdığımdan. Cemal Süreya’da mavinin yalnızca bütün tonlarını değil, bütün renklerini de görebilirsiniz. Mavi onda bazen siyahtır, kırmızıdır, bazen beyazdır, sesindeki, söyleyişindeki mavi bütün renklere ayrı ayrı yakışır. Tıpkı “8.10 Vapuru” şiirinde olduğu gibi: “Sesinde ne var biliyor musun / Bir bahçenin ortası var / Mavi ipek kış çiçeği / Sigara içmek için / Üst kata çıkıyorsun”, ya da unutulmaz şiirlerle dolu “Güz Bitiği” kitabının şiirlerindeki gibi, hani “Keşke yalnız bunun için sevseydim seni” dizesini şiirimize armağan ettiği kitabındaki gibi: “Bir gemi bembeyaz teniyle açıklarda, / Güverteleri uçtan uca orman; / Aldım çiçeğimi şurama bastım, / Bastım ki yalnızlığımmış. /.../ Bir başına arşınlıyor bir adam mavi treni / Keşke yalnız bunun için sevseydim seni.” Yalnızca içinde ‘mavi’ geçen şiirler yazdığı için değil, hatta daha çok başka renkler geçtiği için, şiirimizin, sevginin ve ahbaplığın ‘mavi’ adamıdır Cemal Süreya. “Yazsonu” şiirinde mavinin esamesi okunmaz ama, şiir baştanbaşa mavidir. Sahi şu aşağıdaki dizeleri okuduğunuzda bu şiiri yazan adama ve bu şiire ‘mavi’den başka ne yakıştırırsınız? “Ve sen sonunda bir gün çıkar gelirsin diye, / Çok şeyin adı küçük yazıldı; / Silinmez anlar vardır / Karşı konmaz özlemler, / Ben şimdi ne istediğimi de bilmeden artık / Bağırıp duruyorum ya, şurda, / Sen yaz sonunu ilan eden güzel keten, / Güneşten yırtılmış caz, sen!” Nasıl hışır hışır, nasıl yaz sesli, nasıl küçük mavi bir anı, nasıl mavili bir özlem ve nasıl, Cemal Süreya’da sonu olmayan bir şiir, mavi. Mavi, Cemal Süreya’nın en yakın akrabasıdır. Çocukluğunda hiç arkadaşı olmamış da bir maviyle büyümüş gibi, belki de hiç çocukluk arkadaşı olmadığı için, bir arkadaşlık olarak bu kadar çok, bu kadar güzel ve bu kadar mavi şiirler yazmış gibi. Mavi onda bir gülümseme olarak ve yerinde duruyor. Resimlerine baktığınızda da o mavilikle, o gülümsemeyi iç içe görebilirsiniz. Ben üç-dört kez, öyle derler ya, onun sohbetinde bulunmuştum. O şiirlerindeki maviyi sesinde de duymuştum, öyle mavi bir konuşması vardı. Açık keder. Açık denizler gibi kederli. Sahiciliğin mavisi. Kırılganlığın mavisi. İyiliğin mavisi. Fakat en çok da kimseyi kırmak, küstürmek istemeyişin mavisi sinmiştir sesine. İğreti durmuyordu, birazdan mavinin yerini başka bir renk alacakmış gibi geçici durmuyordu, tam yerini bulmuş, sözcüklerini bulmuş, adamını ve şairini bulmuş gibi duruyordu mavi Cemal Süreya’da. Maviyle Cemal Süreya’yı düşününce, tıpkı kendi şiirindeki gibi seslenebilirdiniz ona: “Keşke yalnız bunun için sevseydim seni.” Yalnızca maviliğinden doğru bile sevebileceğimiz bir adamdır Cemal Süreya. Kırmızıdan doğru Nâzım Hikmet’i, siyahtan doğru Necip Fazıl’ı, yeşilden doğru Oktay Rifat’ı, beyazdan doğru Özdemir Asaf’ı, mordan doğru Ece Ayhan’ı, eflatundan doğru küçük İskender’i, kahverengiden doğru Turgut Uyar’ı, griden doğru Melih Cevdet Anday’ı, ve gökkuşağından doğru İlhan Berk’i sevmek gibidir Cemal Süreya’yı maviden doğru sevmek. (Edip Cansever’i unutur muyum hiç, onun ki elbette yalnızlığın her rengi.) Sevgili şairim Enver Ercan, “Abdi İpekçi Mektup Yarışması’nda Cemal Süreya’ya yazdığı mektupla birincilik ödülünü aldı. Okudum, güzel mektup. Hani yazanın da gönderenin de eline sağlık derler ya, o türden. Enver bu mektubunda ‘mavi’ye hiç değinmeden, fakat bu yazıya yardım etmek istercesine, derdimi anlaşılır kılmak istercesine Cemal Süreya’nın nasıl ‘mavi’ bir adam olduğunu öyle güzel anlatmış ki, sözü Enver’e bırakmak en iyisi: Sonunda anladım: Kendini ancak böyle koruyabilirdi dış dünyaya karşı. Gerektiğinde her şeyi konuşabileceği birkaç yakın dostu vardı zaten. Ne gerek vardı ki, çemberi genişletmeye. Hem zaten kırılgandı, sıkılgandı, hatta ‘fazlaca’ utangaçtı da... Hınzırlığı da kalkan niyetine kullandığını düşünmüşümdür hep: Kırılmamak, kızmamak ve kırmamak için... İşe de yarıyordu bence: Şakacıktan olanlar dışında kızdığını, daha doğrusu bunu dışa vurduğunu hiç görmedim. Hemen ironi giriyordu devreye, rahatlıyordu. Kırılganlığı konusunda aynı şeyleri söyleyemem ama. Bir şey demezdi, fakat hissederdin. Hatta bir keresinde onun bu yanını tanımlamak için ‘küsümsel bilge’ sözleri çıkıvermişti ağzımdan. Tutmuştu ‘küsümsel’ sözcüğünü...” (Enver Ercan, Merhaba, Milliyet Sanat, 1 Şubat 1996, sayı: 377) Bilmiyorum ki Cemal Süreya’yı anlatmak için bir ‘mavi’ yeter mi? Ben onu yazdığı her şeyde, durduğu her yerde bir ‘mavi’ adam olarak gördüm, tanıdım. Mavi mürekkep, mavi kalem, mavi kelime, mavi sigara, mavi alkol, mavi aşk. Hayatının tümünü o kadar mavi görmeyebilirsiniz, günleri de o kadar mavi geçmemiş olabilir. Hatta diğer renklerin payı daha çok bile denebilir. Fakat onun açık etmediği, gizlemese de ortaya da pek çıkarmadığı bir mavisi vardır, ve bana kalırsa Cemal Süreya’yı mavi gözlerle de okuyabilirsiniz elbette ama bir de mavi bir bakışla okumak gerekir. Belki de “Kan var bütün kelimelerin altında” deyişini, kan yerine bir de maviyi koyarak okumak gerekir. Tıpkı o beyaz havasındaki “Kars” şiirini mavi bir niyetle okur gibi: “Öyle güzel ki ölürüm artık / Beyaz uykusuz uzakta / Kars çocukların da Kars’ı / Ölüleri yağan karda / Donmuş gözlerimin arası / ... / Sen küçüğüm sımsıcak / Ne derler ona bu kızakta / Boyuna türküler yakıyorsun ya / Sanki her türküden sonra / Hohlasan gök buğulanacak.” - Haydar Ergülen, Cemal ile Mavi (Düzyazı: 100 Yazı) - Görsel: Tayfun Dereli (Cemal Süreya)
16 notes · View notes
trabzonsporhaberleri · 24 days ago
Text
Tumblr media
Trabzonspor Haberleri: Fırtına Gibi Esen Gelişmeler
Fırtına gibi bir takım için fırtına gibi haberler! Trabzonspor Haberleri ile şampiyonluk yolundaki her adımı sizlerle paylaşıyoruz. Trabzonspor’un sadece bir futbol takımı değil, şehrin ruhunu yansıtan bir simge olduğunu biliyoruz. Bu yüzden taraftarlarımızın nabzına dokunacak şekilde en güncel transfer dedikoduları, maç analizleri ve teknik direktör açıklamalarıyla buradayız.
Karadeniz’in o eşsiz rüzgarını, Bordo-Mavi sevdasını burada hissedecek ve takımınızla iç içe olacaksınız. Güncel gelişmelerden haberdar olun, takımı en yakından takip edin! Trabzonspor Haberleri ile takımın yanında olun ve bu heyecana ortak olun!
42 notes · View notes
ismailabim · 1 year ago
Text
Tumblr media
çocukluğumuzdan ya da başka bir tabirle bir şeylerin zihnimizdeki anı raflarını açıp doldurmaya başladığı günlerden bu yana görsel veya işitsel olarak biriktirdiğimiz, algılarımızın kökenine usul usul -çoğunlukla da farkında olmayarak- yerleştirdiğimiz bir takım şeyler var.
benim için mabel sakızı da bu şeylerden biri ve en belirgini. her ne kadar doğduğum ve büyüdüğüm şehirdeki pastanelerle özdeşleşmiş nostaljik bir şey olsa da, buket uzuner'in kumral ada mavi tuna romanının (ne sancılı bir kitaptı durup düşünüyorum da iyi okumuşuz gerçekten.) bu konudaki yerini de yadsımak istemem. ve tabii mabel matiz şarkılarının da öyle.
mabel sakızı için çizdiğim pixelart illüstrasyon.
esmerim, güzelim, naneli nostaljik sakızım mabel.
4 notes · View notes
a35ysenur · 2 years ago
Text
-Mavi tuttuğumuz iktidar başa gelmez.
Tuttuğumuz takım küme düşer.
Sevdiğimiz kız bize bakmıyor.
Corona gördük.
Darbe gördük.
Ne oluyoruz böyle?Cenabetlik bizde mi?
+Dünyanın sonuna doğmuşuz Portakal.
Ondan hepsi...
-Ayşenur BEYAZDURNA
6 notes · View notes